2024 Afet Bilançosu: Fırtınalar, Sıcak Dalgaları ve Kayıplar
- Okan Maden
- 23 Kas
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Kas

2024: Daha Çok Afet, Farklı Bir Yük

Dünyada 2024 yılında, 2004–2023 yılları ortalamasına kıyasla daha çok afet yaşadık: Yılda ortalama 371 afet görülürken, 2024’te bu sayı 393’e çıktı. Ancak tabloya yakından baktığımızda, sadece “kaç afet oldu?” sorusunun değil, “hangi tür afetler arttı, hangileri daha öldürücü veya daha pahalı hale geldi?” sorularının da önemli olduğunu görüyoruz.
Fırtınalar birinci sıraya yerleşti
2024’te 147 fırtına kaydedildi ve belirgin bir artışla sellerin önüne geçerek en sık görülen afet türü oldu. Uzun dönem ortalaması 106 fırtınayken, bir yılda 147 fırtınaya çıkmış olmak ciddi bir artış. Seller ise 142 olayla hâlâ ikinci sırada, ama hem sayıca uzun dönem ortalamasının (168) biraz altında kaldı hem de “en sık afet türü” unvanını fırtınalara bırakmış görünüyor.
Bu tablo, özellikle tropikal siklonlar, kasırgalar ve şiddetli fırtınaların hem iklim krizine hem de kıyı yerleşimleri ve altyapının kırılganlığına ne kadar bağlı olduğunu hatırlatıyor.
Daha az can kaybı, ama hikâye burada bitmiyor

2024 yılında afetler nedeniyle 16 bin 753 kişi yaşamını yitirdi. 2004–2023 dönemi için yıllık ortalama ölüm sayısı 65 bin 566. Yani can kaybı açısından bakıldığında, 2024 yılı uzun dönem ortalamasına göre çok daha “düşük” bir yıl gibi görünüyor.
Bunun en önemli nedenlerinden biri, 2024’te çok büyük, yıkıcı bir depremin yaşanmamış olması. Depremler, uzun dönem ortalamasında afet kaynaklı ölümlerin büyük kısmını oluşturuyor: 2004–2023 yılları arasında yılda ortalama 36 bin 876 kişi deprem nedeniyle hayatını kaybetmiş. 2024’te ise bu sayı yalnızca 602. Yani deprem cephesinde görece “sessiz” bir yıl geçirdik. Seller nedeniyle oluşan can kayıpları benzer seviyede seyretse de aşırı sıcaklar, fırtınalar ve kuraklıkların ölümcül sonuçlarında belirgin azalmalar mevcut.
2024 yılında afetlere bağlı en fazla can kaybı sel olaylarında kaydedildi. Seller, geçtiğimiz yıl 5 bin 883 kişinin ölümüne yol açtı. Bunu 5 bin 247 ölümle aşırı sıcaklıklar, 2 bin 582 ölümle ise fırtınalar izledi. Kütle hareketleri nedeniyle hayatını kaybeden 2 bin 243 kişiyle bu grup, afetlere bağlı ölümler içinde dördüncü sıraya yükseldi ve önceki yılların ortalamasına göre dikkat çekici bir artış gösterdi.
2024’ün en ölümcül olayları: Sıcak ve soğuk uçlarda bir dünya

2024 yılının en ölümcül afeti, Suudi Arabistan’daki sıcak hava dalgası oldu; bu olayda 1301 kişi hayatını kaybetti. Hemen ardından, Afganistan’daki ağır kış koşulları geliyor; burada 1197 kişi yaşamını yitirdi. Listenin devamında ise yine hava olayları var: ABD’deki sıcak hava dalgasında 1006, Hindistan’daki sıcak hava dalgasında 733 kişi öldü.
En ölümcül 10 afetin 4’ünü sıcak hava dalgaları oluşturuyor; 10 olayın 9’u hava olaylarıyla ilişkili. Bu da bize, afet denince akla ilk gelen deprem ve sel kadar, aşırı sıcaklar ve şiddetli kış koşullarının da artık küresel afet tablosunun merkezine yerleştiğini gösteriyor. Üstelik sıcak hava dalgaları çoğu zaman yavaş gelişen, medyada daha az dramatik görüntüye sahip, ama özellikle yaşlılar, kronik hastalığı olanlar ve dışarıda çalışanlar için son derece ölümcül sessiz afetler.
Kaç kişi etkilendi? Sayı benzer, dağılım farklı

2024’te afetlerden etkilenen toplam insan sayısı 167,2 milyon. Bu sayı, 2004–2023 dönemi için hesaplanan yıllık ortalamaya (168,7 milyon) oldukça yakın. Yani “afetlerden etkilenen toplam insan sayısı” kabaca sabit kalmış gibi görünüyor. Ancak türlere göre dağılıma baktığımızda önemli bir kayma var.
2024’te:
Seller ve fırtınalar, toplam 96,7 milyon insanı etkiledi.
Kuraklıklar ve aşırı sıcaklar ise 65,9 milyon kişiyi etkiledi.
Toplumların kırılganlığı özellikle hava olaylarına karşı büyüyor.
Bangladeş: En çok etkilenenlerin coğrafyası

33 milyon insanı etkileyen Bangladeş’teki sıcak hava dalgası, 2024’ün en geniş kitleyi etkileyen afeti oldu. En çok insanı etkileyen ilk 10 afetin 4’ü Bangladeş’te yaşandı. Bu listeye baktığımızda, afetlerin ağırlık merkezinin Güney Asya ve Afrika gibi sosyoekonomik olarak kırılgan bölgelerde toplandığını görüyoruz.
Üstelik bu ilk 10 afetin tamamı sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel ve tayfunlardan oluşuyor. Yani hem çok sayıda insanı etkileyen hem de uzun vadeli gıda, su ve geçim krizlerine yol açan afetler.
Ekonomik yükün ağırlığı: Fırtınalar maddi kaybın en önemli sebebi

2024’te afetler nedeniyle toplam 242 milyar dolar ekonomik kayıp oluştu. 2004–2023 yıllarında afet kaynaklı yıllık ortalama kayıp 209,6 milyar dolar civarındaydı. Yani can kayıpları azalırken bile, ekonomik kayıplar artmaya devam ediyor.
Bu kaybın büyük kısmının sorumlusu fırtınalar:
2024’te fırtınalar 172,6 milyar dolar ekonomik kayba neden oldu.
Bu, afetler nedeniyle kaybedilen 242 milyar doların yaklaşık %71’i.
Uzun dönem ortalamasında fırtınaların yıllık ekonomik kaybı 102,9 milyar dolar civarındaydı; 2024’te bu tutar yaklaşık %70 daha yüksek gerçekleşti.

En çok ekonomik kayba yol açan 10 afetin 5’i, ABD’de yaşanan fırtınalardı. Özellikle Hurricane Helene, Hurricane Milton ve Hurricane Beryl, altyapı, konutlar, enerji hatları ve üretim üzerinde büyük hasar bıraktı. Bu tablo, yüksek gelirli ülkelerde can kayıplarının görece düşük, fakat ekonomik kayıpların çok yüksek olabildiğini gösteriyor. Erken uyarı sistemleri, sağlık hizmetleri ve afet yönetimi can kaybını azaltırken, maddi hasar hâlâ çok büyük kalıyor.
Tüm tablo bize ne söylüyor?
Afet sayısı artıyor, özellikle fırtınalar dikkat çekiyor.
Can kayıpları azalmış gibi görünse de, bu büyük ölçüde 2024’te çok büyük bir deprem felaketinin yaşanmamış olmasından kaynaklanıyor.
Hava olayları (fırtına, sıcak hava dalgası, şiddetli kış koşulları) hem can kaybında hem de ekonomik kayıpta giderek daha büyük pay alıyor.
Toplam etkilenen insan sayısı sabit, ama yük giderek düşük ve orta gelirli ülkelerde yoğunlaşıyor; sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar özellikle kırılgan toplulukları vuruyor.
Ekonomik kayıplar, özellikle fırtınalar nedeniyle rekor düzeylere çıkmış durumda; iklim krizinin mali faturası kabarmaya devam ediyor.
İklim krizinin ve afet riskinin artık “olağanüstü” bir durum değil, dünyanın pek çok yerinde yeni normal olduğunu bu veriler net şekilde gösteriyor. Erken uyarı sistemleri, dayanıklı altyapı, sosyal koruma mekanizmaları ve özellikle kırılgan grupları gözeten uyum politikaları olmadan, bu tablo daha da ağırlaşma potansiyeli taşıyor.
Kaynak: Centre for Research on the Epidemiology of Disasters (CRED). (2025). 2024 disasters in numbers. CRED. https://files.emdat.be/reports/2024_EMDAT_report.pdf
Bu yazıda dil düzenleme ve özetleme aşamalarında ChatGPT’den yararlanılmıştır.



Yorumlar